YÖNÜNÜ KAYBETMİŞ GENÇLİKLE GELECEĞE YÜRÜNMEZ…
Nasıl bir gençilik yetişiyor, anlamış değilim. Çocuk denen yaşını dahi bitirmeyen gençlerin, olgun yaş grubunda olanların bile tercih etmeyeceği bir yaşam tarzına saplanmasının müsebbibi kim?
Kim nerede, ne hata yapıyor? Gençlik geleceğimizdir. Çoçuk gelin geri-lim-ler-i-n-i anladık da, çoçuk sevgili diyaloglarını hala anlamış değilim.
Yaşamları yeni filizlenen hayatların solmaya yüz tutumuş bir demet tiyatro göstersi mi? Neden kendi hayatlarında bir marinayı, jacki oynar insan? Yedi düvele mertliğiyle, medeniyetiyle meydan okumuş kindi öz karakterimizi yaşamalıyız hayat hikayemizde.
Yönünü kaybetmiş gençlik eylem ve söylemler, rehber yoksunu olduğumuz anlamına gelmiyor mu?
3’ncü üniversitem olarak okuduğum Türk Dili ve Edebiyatı lisans bölümünden de hakkım ve liyakatımla mezun olmama birkaç ders kaldı. Anlayan biri varsa, rica ediyorum, bu hafif meşrem takıntıları ben de idrak etmek ve hayatıma sindirmek isterim.
Tabi mümkünse. Peki mümkün değilse, toplum ve ülke olarak ne yapmamız lazım? Buyurunuz o zaman millet, memleket ve devlet kazımları için kafa yormaya. Başlıkta da belirttiğim gibi, yönünü kaybetmiş gençlikle geleceğe yürünmez.
“Bin bilsen de, bir bilene danış” diye boşuna dememişler. Biz millet, memleket ve develet kazınmalarının artarak devamlılığı için üzerimize düşeni yapmaya vatandaş olarak gayret ettik, Hasan Dayan olarak vatan ve vatadaş için elimizden geleni layık ve liyakatımızla yapmaya dünden hazırız.
Millet, memleket ve devlet kazanımları için elimizden gelen meşru, makul her şeyi yapmaya hazırız. Yeter ki millet kazansın, yeter ki memeleket kazansın, yeter ki devletimiz kazansın, yeter ki, Dicle, Dicleliler, Diyarbakır ve Türkiye kazansın. Güzel ülkemi ve insanlarını seven, sayan bir vatandaş olarak, tüm değerli okurlarıma saygılarımı iletiyorum.
Hasan Dayan