HOŞ GELDİN RAMAZAN
Yıllarca gazetecilik yapan biri olarak, mesleğim boyunca birçok yerel ve bölgesel gazete ile internet sitelerinde çok sayıda köşe yazdım.
11 ayın sultanı Ramazan ayını karşılamaya hazırlanırken, siz değerli okurlarımla yıllar önce yazdığım anlamlı makalemi paylaşmak istiyorum.
İşte biraz da olsa düzeltmeler yaparak yine paylaştığım o yazım:
Bir kez daha merhabalar derken siz değerli okurlarıma, maneviyat dünyamızda gönülleri okşayan, manevi ayların baharı mahiyetinde olan ve 11 ayın sultanı mübarek Ramazan ayından bahsetmemek olur mu?
Milyarlarca Müslüman olarak, minarelerden yankılanan ezan sesiyle sahurda buluşup, şükür ve sabır ifa ederiz. Yine kulakların pasını silen aynı mübarek sesle, sofralarda buluşuruz bu kez iftar vaktinde.
Bereketli sofralardan kalktıktan sonra, her kesimden, görüşten ve ırktan kardeşlerimizle aynı camide bir araya gelerek omuz omuza saf tutar, kardeşçe aynı yaratana, Yüce Allaha secde ederiz. Aynı minber ve kürsüden çıkan sese kulak verir, maddi ve manevi dünyamıza ayrı bir güzellik, ayrı bir boyut kazandırırız.
Kardeşliğimiz perçinleşir, birliğimiz, dirliğimiz, insanlığımız ve inancımız yeniden ihya oluverir. İnsanı manevi bir eğitim sürecine taşıyan oruç, kulun, kısa sürede kalbi ve ruhu üzerinde birikmiş günah tortusundan sıyrılmasını sağlar.
Oruç tutmanın sayısız maddi ve manevi faydalarından elektronik ortamda gözlere ilişen bazıları şöyle:
Oruçlu kimselerde adrenalin ve kortizon hormonları kana daha kolaylıkla karışmaktadır. Bu hormonlar, tesirlerini kanserli hücreler üzerinde de göstermektedir. Böylece bu hormonlar kansere karşı bir çeşit kalkan rolünü oynamakta, yani kanser hücrelerinin çoğalmasını önlemektedir.
Oruç tutan bünye, adeta bakıma girer, iç organları saran yağlar erir, vücudun zindeliği artar, direnme gücü kazanır, mide, böbrek, şeker, kalp ve karaciğer hastalıklarına karşı mukavemeti artar.
Karaciğer, oruçlu iken, 3-5 saat istirahat eder, gıda depolama işine bir müddet ara vermiş olur. Bu arada, korunma sistemini güçlendirici globülinleri hazırlar. Midedeki kaslar ve salgı ifraz eden hücreler, oruç müddetince birkaç saat dinlenir. Kan hacmi de azaldığı için tansiyon düşerek kalp rahatlar.
Gıda artıkları iyi yakılmayınca, damarları yıpratır. Yakılmayan yağlar, damarları daraltır, damar sertliği denilen rahatsızlığa sebep olur. Akşama doğru vücutta gıda hemen hiç kalmaz. Yani bütün gıdalar yakılmış olur. Bu bakımdan bilhassa damar sertliği olanların oruç tutmaları iyidir. Oruç iken vücudun diğer organlarında da dinlenme olur.
Az yemek ve oruç tutmak vücudun sıhhati için önemlidir. Zekat, malın kiridir. Zekat veren, malını kirden koruduğu gibi, oruç tutan da vücudun zekatını ödemiş, hastalıklardan onu korumuş olur.
Peygamber efendimiz, (Her şeyin bir zekatı vardır. Vücudun zekatı ise oruçtur) buyurmuştur.
Yine hadis-i şerifte buyurulur:
Oruç iç organları inceltir. Eti eritir ve Cehennem ateşinden uzaklaştırır. Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hatırına, hayaline gelmeyen Allahü teâlânın nimetleri ancak oruç tutana nasip olur. Her iyiliğin sevabını Allahü teâlâ verdiği halde, orucun sevabı için, (Ben veririm) buyurmasının hikmeti vardır. Yeryüzünün tamamı Allah-ü Teâlânın mülkü olduğu halde, Kâbe’ye Beytullah yani (Allah’ın evi) denmesi ona şeref vermek içindir. (Oruç bana mahsustur) demekle de ona özel bir şeref vermiştir. Oruç tutana verilecek sevabın muayyen bir ölçüsü yoktur. Oruçlunun durumuna göre, çok sevap verilecektir. Başkaları oruç yerken oruç tutmak daha sevaptır.
Hadis-i şerifte, (Oruçlunun yanında oruçsuzlar yiyince, melekler, oruçluya dua eder) Herhangi bir sebeple nafile oruç tutamayan, şükretmeli; misafirlere, fakirlere yemek yedirmelidir. Hadis-i şerifte, (Şükredip yemek yediren, sabredip oruç tutan gibidir) Bilhassa Ramazan ayında günah işlemekten daha çok sakınmak gerekir. Mübarek yerlerde yapılan ibadetlere de daha çok sevap verilir.
Orucun nice faydalarını saymak mümkün tabi. Kötülükleri dizginleyen, geçmiş yıllarda emniyet biriminin verilerinde, Ramazan ayında suç oranlarında düşüş yaşadığı kaydedildiği bir gerçektir. Bizleri aynı niyet ve hem fikir olarak aynı çatı altında toplayan manevi ayların baharı Ramazan-i Serîf’e hoş geldin diyor, dünya Müslüman aleminin daha, hayırlı nice manevi baharı görmeye vesile olan Ramazan aylarını yaşamalarını diliyorum makalemde.
Yazılarımla, siz değerli okurlarımın sesine kulak, sessizlerin gözü olmaya devam edeceğim inşallah. Köşemle ilgili istek ve eleştirilerinizi yorum bölümüne yapabilirsiniz. Hayırlı Ramazanlar.