BUNLARDA BİZİM MÜSLÜMANLAR
Müslüman nüfusun yüzde, belki de binde biri kadar bir nüfusa sahip bir devlet olan İsrail, ne hak biliyor ne de hukuk tanıyor, soykırımına devam ediyor. 7 Ekim’den bu yana İslam coğrafyasında matem var.
Birçok ülkede yapılan bu katliyam protesto edildi ve edilmeye devam ediyor. Bizim ülkemizde de boykotlar, yürüyüşler, mitingler, basın açıklaması gibi bir çok şeklide protesto edildi. Tepki göstermek halkın en doğal hakkıdır.
Hamas lideri öldürüldüğü zaman milli yas ilan ettik, öldürülen suçsuz ve mazlum Filistin halkı için gıyabi cenaze namaz kılındık, camilerde Filistin için dua, İsrail için ise beddualar okundu. Buraya kadar güzel üstümüze düşeni kendimizce müslüman olarak yaptığımıza kanaat getirdik.
Geldik zurnanın zırt dediği yere. Filistin’de, Lübnan’da müslümanların üstüne ölüm yağarken, biz burda konserlerle, eğlencelerle, festivaller ile eğleniyoruz.
Dün müslüman kardeşlerimiz öldürülüyor diye ağlayıp, yürüyüş yapanlar, bugün konserlerde güle oynaya halay çekiyor. Dün İsrail malı diye yakıp yıktığı yerleri müslüman kardeşlerimizin temsilcisi olarak görenler, bugün kardeşinin halini unutmuş şarkılar söylüyor. Dün İsrail’i protesto etmek için basın açıklaması yapan sevgili din tüccarları kardeşlerimiz, bugün birilerine yaranmak için yalakalıkta rakip tanımıyor ve eğlenceler, festivaller için yine basında yerlerini alıyorlar.
Soykırımın devam ettiği ve her gün insanların öldürüldüğü yerde acıya saygınız olsun. İki yüzlü riyakar olmak yerine birazda insan olmayı deneseniz. Nasıl mı?
Her şeyden önce kendinize saygınız olsun. Dün timsah gözyaşları döktüğünüz insanlar, bugün de ölmeye devam ediyor. Onlar ağlarken siz eğlencelerde gülüyorsunuz.
Kendinize saygınız olsun. “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğü gibi ol” der Piri Mevlana Celaleddin-i Rumi olduğunuz gibi görünün ki, kendinize olan saygınız bitmesin.
Din tüccarlığını bırakın, samimi olun. Bir yandan İsrail’i protesto ederken, bir yandan da kavur icadı dediğiniz yerlerde eğlenmeyin. İnsanları din üstünden sömürmeyin , müslümanların duygularını üç günlük dünya zevkleriniz için suistimal etmeyin.
Yakmak, yıkmak çözüm değil. İsrail’in mallarını boykot edin çağrısı yaparken, din simsarlarının Amerika’nın ürettiği telefonları kullanmayın. Önce kendinize, sonra da. Allah’a karşı samimi olun.
İnsan olmak, dürüst olmak, başkasının derdiyle dertlenmek insan olmayı gerektirir. Bu devirde böyle toplumlarda insan olmak zor iş ve bunu başarmak büyük ustalık. İnsan olmak ise büyük sanat.
Sevgili dinciler bu yazım size değil, lütfen siz okumayın. Din kardeşliği nutukunu atmaya devam edin.
Sözlerim dindarlara, yüreği pak insanlara. Ne olursanız olun, önce insan olun.
Mehtere vurmaya devam, yaşasın din kardeşliğimiz!
Onlar ağlarken, biz gülelim. Onlar ölürken, biz keyfimizi yaşatalım.