Geçtiğimiz gün bir zamanların en güvenilir kurumlarından biri olan, bugünlerin ise en tartışmalı kurumlarının başında gelen Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 yılının ‘İç göç’ verilerini açıkladı. Ülkemizde 2022’de 2 milyon 792 bin 156 kişi iller arası göç etmiş, bunun yüzde 47.9’unu erkekler, yüzde 52.1’i ise kadınlar oluşturmuş. 2023’ün verileri açıklandığında bu rakamın daha da artacağından emin olabilirsiniz. Çünkü 6 Şubat’ta yaşadığımız büyük deprem felaketi iç göçü daha da arttırdı.
Göç; Dini, iktisadi, siyasi, sosyal ve diğer sebeplerden
dolayı insan topluluklarının hayatlarının tamamını veya bir bölümünü geçirmek
üzere bir iskân ünitesinden, bir başkasına yerleşmek suretiyle yaptıkları
coğrafi yer değiştirme hareketidir.
Göç; İnsanların ikamet ettikleri yerden farklı bir yere
belirli bir süreliğine ya da tamamen yerleşmek için gerçekleştirdiği hareketi
ifade eder. İç ve dış göç, gönüllü göç, dairesel, zorunlu ve düzensiz göç gibi
kategorilere ayrılır.
Ben sadece ikisini yazdım, fakat sözlüklerde birçok ‘Göç’
tarifi bulmak mümkün. Bu tarifler coğrafyadan-coğrafyaya, ülkeden-ülkeye,
şehirden-şehre değişebileceği gibi nedenleri de farklılık arz ediyor. Ama ne
olursa olsun göç kelimesi tatsız-tuzsuz bir yemeğe benziyor. Sebebi ne olursa
olsun bu yemek özellikle ilk başlarda çok ağır geliyor insana.
Doğası gereği insanlar nere olursa olsun doğduğu yeri terk
etmek istemez ve terk etmek zorunda kalsa bile her zaman o yeri farklı tutar ve
oraya olan özlemi hiçbir zaman bitmez, mutlaka orada bir dikili ağacının
bulunmasını arzu eder, öldüğü zaman doğduğu topraklara defnedilmeyi vasiyet
eder.
Ülkemizde göç son yıllarda en önemli tartışma konularının
başında gelmektedir. Yanı başımızda Irak ve Suriye’de yaşanan savaşlar, İran’da
yaşanan baskıcı rejim, Afganistan’da Taliban’ın iktidara gelmesi, açlık ve
yoksullukla boğuşan ülkelerden ülkemize milyonlarca insanın sığınması ve bunun
yarattığı sıkıntılar seçim meydanlarının da birinci gündem maddesi olmuş, belli
ki önümüzdeki yerel seçimde de olmaya devam edecektir.
Göçü ve göçün yarattığı sonuçları en iyi Doğu ve Güneydoğu
Anadolu’da yaşayanlar bilir desek yeridir. Bölge sözlüklerin tarif ettiği tüm
zorluk ve sıkıntıları yaşamış, bunun sonucunda göç etmek zorunda kalmış veya
bırakılmış.
Çok uzağa gitmeden 1980 Askeri Darbesi’nin yarattığı
baskıdan ülkenin her coğrafyasından olduğu gibi bölgeden de dış göç nedeniyle binlerce
kişi siyasi mülteci konumuna düşmüştür.
1984’den bu yana Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan çatışmalı
ortam nedeniyle gerek devletin, gerekse insan hakları kuruluşlarının verilerine
göre, 3 bin 500 ile 4 bin arasında yerleşim yeri boşaltılmış, 2 milyon 300 bin
ile 3 milyon 500 bin arasında bir nüfusu iç göçe maruz bırakılmıştır.
TÜİK verilerine baktığımızda en çok göç alan iller
sıralamasında doğal olarak İstanbul, Ankara ve İzmir, en az göç alan iller
sıralamasına baktığımızda yine doğal olarak Ardahan, Bayburt ve Kilis gibi az
nüfuslu illeri görüyoruz. Bu illeri Doğu ve Güneydoğu’daki diğer iller takip
etmektedir.
TÜİK’in ortaya koyduğu en ilginç veriler, son yıllarda
ekonomik koşulların değişmesi ve dış göçlerin yarattığı ucuz iş gücü nedeniyle
en çok göç veren illerin başında yine İstanbul, Ankara ve İzmir’in yer alması,
en çok göç eden yaş ortalamasının ise 20 ile 24 yaş arası gençlerden
oluşmasıdır.
Diyarbakır için de durum farklı değil. Kürt Araştırmaları
Derneği Başkanı Reha Ruhavioğlu TÜİK verilerini değerlendirirken, 2022’de
Diyarbakır’dan 59 bin 751 kişinin göç ettiğini, 45 bin 963 kişinin ise
Diyarbakır’a geldiğini söyledi.
Ruhavioğlu, Diyarbakır’dan göç etme nedenlerinin ilk
sırasında aile fertlerinden birine bağımlı göçünün geldiğini, bunu sırasıyla
tayin veya yeni bir işe başlamak, eğitim ve daha iyi yaşam koşullarının
sıralandığının görüldüğünü ve bunun bölgedeki diğer iller içinde geçerli
olduğunu söyledi. Ruhavioğlu, Diyarbakır’dan özellikle nitelikli insanların göç
ettiğini, gelenlerin ise tayin veya iş değişikliğinden kaynaklandığını ve de
ülkede yaşayan her üç Kürt’ten ikisinin batıda yaşadığını ifade etti.
2019 yerel seçimlerinde İstanbul, Ankara, Adana, Mersin,
Aydın ve Antalya gibi yerlerin kazanılmasında Kürt oylarının büyük etkisi oldu.
Önümüzdeki yerel seçimde yine Kürt oylarına yönelik hamleler artacak. Bunun ilk
sinyali AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’den geldi. Kabaktepe,
‘Türkiye’de Kürtlerin en büyük partisi AK Parti’dir. Kürtlerin gerek var olan
taleplerinin çözümlenmesi, gerek yeni talepleri noktasında çalışmaya devam
edeceğiz’ dedi.
Buna vatandaşlık verilenleri de eklediğimizde iç göç ile
beraber dış göçün de siyasete etkisini bu seçimde de göreceğiz.
Sevgiyle kalın.