TÜRK VE DÜNYA BASIN TARİHİ İLE CAMİASINA AKADEMİK BİR BAKIŞ…
Olay TV kapandı. Bir gazeteci olarak bir çift laf etmesem, Türkiye basın tarihine haksızlık etmiş olurum. Basın dünyası iyi bilir ki habercilik zor iş; aş ister, aşk ister, sevmek ister, emek ister ve tabi ki yeterli ekonomik altyapı ister.
Yıllardır hazırlandığım genel gazetecilik ana bilim dalında tezli yüksek lisansın konularından biri de Türk Basın Tarihi’dir.
Birçok bilim dalı tezleri, dönem dönem Türk Basın Tarihini ele alınarak büyük bir ciddiyetle hazırlanır, dünya basın özgürlüğü ve parametreleri ile alanda söz sahibi olanların kelamları karşılaştırılarak analiz – sentez yapılır.
Sonuç olarak o dönemin basın tarihinin fotoğrafı çeklip, akademi dünyasına servis edilir ve o alanda bilimsel bir kaynak olarak yerini alır.
Soru şu: Bundan 20 yıl sonra bir Genel Gazetecilik Ana Bilim Dalı tezli yüksek lisans öğrencisi, 2000 ile 2020 arası Türk basın tarihi dönemini ele alsa, sizce nasıl bir fotoğraf ortaya çıkar, basın akademi dünyasına nasıl bir miras kaynak kalır?
Lütfen ama lütfen, basın dünyasına adımlar atılırken daha dikkatli olunmalıdır. Geri dönüşler, keşkeler ve ilerlemeler tarihe yazılıyor bir bir; farkında mıyız?
Ekran kararsa da, önemli olan yüreklerin kararmamasıdır. 180’e yakın kadro bir günde işsiz kalabilmesi bir tarafa, konu; vatandaşın o kadronunun gazetecilik anlaşışıyla haber alma özgürlüğüne bir ekran kısıtlaması olarak daha çok telakki ediliyor sanırım.
Keşke, kanal hiç açılmasaydı veya devam etseydi de, Türk basın tarihine böyle bir ekran karartma düşmeseydi.
Bir taraftan bu düşüncemizi kamu yararına dile getirirken, diğer yandan ise şunu ifade etmek istiyorum. Nevşin Mengü’nün CNN Türk’ten öyle ayrılış hikayesini de tasvip etmiyorum. Her açıdan o ayrılış hikayesi de Türk basın tarihine olumsuz notlarla yansıdı. Nevşin’in 23 dakikalık söyle mi desem, yoksa söz konusu bu yayından sonra kanaldan ayrılışı mı desem? Nereden bakarsanız bir tutarsızlık.
Şöyle ki, olay TV kaç gün yayın yaptı? 26 gün sanırım. Şimdi biri çıkıp dese ki, olay kadrosunun yayını başlayıp bitirmesi 26 gün sürdü. (Emsal amiyane tabir örnekleri belirtmiyorum. Zira daha fazla yanlış anlaşılmalara gerek yok.)
Elbette ki, nasıl ki 23 dakika sürdü tabirini tasvip etmediğim gibi, 26 günlük bir hikayenin özgür basın tarihi ve dünyası açısından bakıldığında, karanlık ekranla son bulmasını da tasvip etmiyorum. Nevşin, 23 dakikalık söyleminde kötü bir niyetinin olmadığını sonradan belirtti; bu söylem dahi siz farkında olsanız ya da olmasanız da tarihe işliyor.
Taraf ima etmiyorum. Diyorum ki, beyler ve hanımlar; basın camiasında atılan her adım, siz farkında olsanız da, olmasanız da Türk ve Dünya Basın Tarihi ile camiasına not olarak yazılıp, yerini alıyor.
Lütfen önce kendimizin, sonra da dünya basın tarihi ile camiasında olmamız gereken yere varacak doğru adımları kararlılıkla atalım.
Basın camiasında atılan doğru ya da yanlış adımlar, Türkiye ve Dünya basın tarihine olumlu ya da olumsuz not olarak düşüyor.
Umarım yalansız, mesnetli, tarafsız, peşkeşsiz, keşkesiz, objektif, kamu yararına gazetecilik her zaman devam eder.
Saygılarımı iletiyorum.
Hasan Dayan